ALİ NİHAT GÖKYİĞİT ARTVİN BOTANİK BAHÇESİ ANİMASYONU
Projesi tarafımızdan yapılmış olan, artvin botanik bahçesine ait draft animasyonumuzu paylaşmak istedik. Geliştirilmiş bir versiyonu için çalışmalarımız devam etmekte. İyi seyirler...
uid.com.tr
instagram.com/uidesignlab
twitter.com/uidesignlab
Bu koleksiyon palmiyelerden
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) bünyesinde bulunan, yok olma tehlikesi altındaki bitki türlerinin toplanıp koruma altına alındığı botanik bahçesi, ''zengin palmiye koleksiyonu'' ile adından söz ettiriyor.
Üniversite yerleşkesinde 200 dönüm alanda kurulan ve açılışı geçen yıl yapılan Ali Nihat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde, tıbbi bitkilerden palmiyelere, kaktüsgillerden ibrelilere, makilerden çalı ve ağaçlara kadar bin değişik türde bitki bulunuyor.
Çeşitli alanlarda 6 bölümü olan bahçe, Türkiye'nin zengin palmiye koleksiyonlarından birini bünyesinde barındırıyor. Botanik bahçesinde 36 türden 101 palmiye ağacının yer aldığı üniversite, bu alanda akademik çalışmalara da ev sahipliği yapıyor.
ÇÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Botanik Bahçesi Müdürü Prof. Dr. Halil Çakan, Adana'nın zengin bitki çeşitliliğiyle özel kentler arasında bulunduğunu söyledi.
Botanik bahçelerinin canlı bitki müzeleri olduğunu anlatan Çakan, buradaki bitkilerin her birinde tanıtım etiketinin yer aldığını belirtti. Çakan, insanlara bitkileri tanıtmayı, bunların bir doğa ahlakına sahip olduğunu göstermeyi istediklerini kaydetti.
Botanik bahçesinde, Türkiye'de eşine az rastlanır bir palmiye koleksiyonu oluşturduklarını dile getiren Çakan, kullanım amacına göre, 20 santimetreden 60 metreye kadar palmiye türlerinin yetiştirilebildiğini söyledi.
Çakan, bahçeye getirdikleri yeni türlerin adaptasyonun sağlanarak yaygınlaştırılması ve koleksiyonun zenginleştirilmesinin amaçlandığını ifade etti.
Koleksiyonda bulunan palmiye türlerinin zenginleştirilmesinin ardından bunların ekonomik ve ticari boyutuyla değerlendirilmeye başlanacağını anlatan Çakan, Ama öncelikle, eğitim, bilim ve görsellik açısından bu koleksiyonumuzu değerlendirmeyi düşünüyoruz. Tek görsel amaçlı değil, palmiyelerin gıda, tarım ve mobilya sanayinde de kullanıldığını biliyoruz. Bu da palmiyeleri ekonomik açıdan cazip kılıyor. dedi.
Gelecekte bahçedeki tecrübelerini özel sektöre de aktarmak istediklerini bildiren Çakan, üniversite sanayi iş birliği kapsamında palmiye yetiştiriciliğiyle ilgili planlamalar yaptıklarını kaydetti.
Çakan, giderek artan yapılaşma nedeniyle çocukların doğayı tanımadığını, her şeyi sanal ortamdan öğrenmeye çalıştığını, hatta bitkilere dokunmaktan çekinen bireylerin yetiştiğini söyledi.
Ülkenin zengin bitki potansiyelinin farkında olunmasının, bitki kaçakçılığının da önüne geçilmesinde önemli rol oynayacağını vurgulayan Çakan, köylerdeki bazı vatandaşların, bitki götürmek isteyen yabancılara karşı Bitki değil mi, ne olacak, alsın şeklinde yanlış bir anlayışta olduğunu belirtti. Çakan, şu ifadeleri kullandı:
Bizim değerlerimiz kaçırılmış oluyor. Daha çok yurt dışındaki araştırma enstitülerinden bu bitkilerimizi alıp götürüyorlar. Risk ise bu bitkilerimizde bazı özel genler var. Bunların da patentlerini alınca o bitkiyi siz kullanamıyorsunuz. Vatandaşlarımız, bölgesinde bitki toplayan yabancı bir kişi görürse hemen güvenlik güçlerine haber vermeli. Yanında mutlaka izin belgesinin olması gerekiyor. Bitkilerimiz bankadaki para gibidir, hazinemizdir. Bu paraları başkasının neden çalmasına izin verelim, kendimiz kullanmalıyız.