#konya
KONYA ŞEHİR TURU PART 2
SİLLE KÖYÜ
Konya'nın Selçuklu ilçesine bağlı 5 bin yıllık tarihi yerleşim yeri Sille Mahallesi, tarihi kaynaklarda farklı kültürlerin bir arada yaşadığı, erken Hristiyanlık döneminin önemli bir merkezi olarak geçiyor.
Sille'de, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait camiler, hamamlar, çeşmeler, köprüler gibi Türk-İslam eserleri de bulunuyor.
SADECE BİN 496 KİŞİ YAŞIYOR
Meram Bağları – Konya
Konya ilinin merkez ilçelerinden biri olan Meram,şehrin güneybatı kısmında yer alır. Ankara-Konya, Isparta-Konya, Antalya-Konya, Mersin-Konya ve Adana-Konya gibi ana yolların geçiş güzergahında bulunur. Meram Bağları tabiatı dolayısıyla büyük ilgi görmesinden dolayı bölgede çok sayıda restoran, park bulunmaktadır. Ayrıca tarihi mekanlarda bu bölgede ilgi görmektedir..Burasıda apayrı güzel...????
ATEŞBAZ-I VELİ TÜRBESİ
Doğum yeri ve tarihi tam olarak bilinmeyen Ateşbaz-ı Veli’nin, Hz. Mevlâna'nın babası Bahaeddin Veled ile Horasan'dan Karaman’a oradan da Konya’ya geldiği kabul edilmektedir. Asıl ismi Yusuf Bin İzzeddin olan Ateşbaz-ı Veli, Hz. Mevlâna’nın babasına, Hz. Mevlâna’ya ve Hz. Mevlâna’nın oğlu olan Sultan Veled’e hizmet ettikten sonra yaklaşık yüz yaşındayken 1284 yılında vefat ettiği bilinmektedir.
Ateşbaz-ı Veli’nin menkıbelerle iç içe geçen hayatında keramet sahibi bir insan olduğu da sıkça anlatılmaktadır.
Ateşbaz-ı Veli, dergâhta bir gün yemek hazırlıklarına başladığı zaman hiç odun kalmadığını fark eder. Durumu Efendim, mutfakta hiç odun kalmamış, ne yapayım? şeklinde aktardığı Hz. Mevlâna’dan 'Kazanın altına ayaklarını sokarak kaynat' şeklinde bir cevap alınca tereddütsüz ayaklarını kazanın altına sokar ve kazanı kaynatır. Durumu öğrenen Hz. Mevlâna, kerametini açığa çıkarmasını pek hoş karşılamaz ve “Hay ateşbaz, hay” der… Ateşbaz, Farsça bir kelimedir ve ateşle oynayan anlamına gelmektedir. Yusuf Bin İzzeddin o günden sonra bu isimle anılmaya başlar. Ateşbaz, Mevlevi dergâhlarında aşçı veya matbah (mutfak) görevlisi anlamında kullanılmıştır...
TAVUS BABA
Tavus Baba kimdir? Bir şeyh midir, yoksa bir kadın ermiş midir? Hâlâ bilinmemektedir.
“Hatamu Dede Zaviyesi Meram’dadır. Bugün bunun yerini bilemiyoruz. Biz bu zaviyenin bugün TAVUS BABA TÜRBESİ adını alan türbe ittisalinde (bitişiğinde) olduğunu tahmin ediyoruz. Tavus Baba bu zaviyenin şeyhlerinden birinin adı olması çok muhtemeldir. Türbenin içi tuğla, dışı taşla yapılmıştır. Üstü Manastır tonozu denilen şekilde örtülmüştür. Sağına yalnız bir pencere açılmıştır. İçinde âdi harçla sıvanmış bir lahit vardır.” der ve burada yatan zatla ilgili herhangi bir isim vermez.
Mesut Koman Bey’le, Mehmet Önder merhum, burada yatan zatın adının Şeyh Tavus Mehmet olduğu görüşündedir.
İncelemelerden çıkan diğer bir sonuç da şudur:
Tavus Baba’nın asıl adı Mehmet, memleketi Hindistan’dır. Anadolu Selçuklu sultanlarından Rükneddin Süleyman ve Alâeddin Keykubat dönemlerinde yaşamıştır. O dönemin meşayihindendir. Selçuklu sultanlarının kültür adamları ile tasavvuf erbabına gösterdikleri hürmetten dolayı Konya’ya gelip yerleşmiştir. Doğum ve vefat tarihleri bilinmemektedir.
Tavus Baba ile ilgili mekıbelerden birisi şöyledir:
“Hazreti Mevlâna döneminde, uzak diyarlardan Hazreti Mevlâna’yı görmeye, onun sohbetinde bulunmaya pek çok insan gelir. İşte bunlardan birisi de, bir hanım âşıktır. Gelip bugün türbesinin bulunduğu yerde bir kulübeye yerleşir. Kulübeden, rebab sesleri gelir. Hazreti Mevlâna sıcak yaz gecelerini, Meram’ın bülbül sesleriyle dolu muhtelif semtlerinde geçirir. Yine böyle bir gece, Meram Tepesi eteklerinde, sohbet ve zikir meclisi açılır, fakat o gece kulübeden, her gece etrafa yayılan rebab sesi duyulmaz.
Sabah olup da meclis dağılınca, Hazreti Mevlâna:
‘- Gidin, kulübeye bakın bakalım’ buyurur
Bir kaç mürit kapısı açık kulübeden içeri girince, köşede bir yığın tavus tüyünden başka bir şey bulamazlar. O güne kadar onun kim olduğu bilinmediği gibi, ondan sonra da bilinmez. Hazreti Mevlâna kulübenin bulunduğu yere bir türbe yapılmasını emreder.”
Karamanoğlu II. Mehmet Bey zamanında türbenin doğusuna, büyük bir mescitle, onun da doğu bitişiğine kesme taşlardan bir Darü’l-Hufaz inşa edilir. Bunlar hâlen ayaktadır. Yalnız adı geçen zaviyeden eser kalmamıştır.
Gordelevski’ye göre Tavus, bir kadındır.
■konya şehir turu part 2
■Konya şehir turu part 1
■konya mevlana müzesi
■konya semazen gösterimi part 3
■konya semazen gösterimi part 2